22 Ekim 2025, 16:42 tarihinde eklendi

Kadınsız İslam’dan İslamsız Kadına!

Kadınsız İslam’dan İslamsız Kadına!

Kadınsız bir insanlık düşünülebilir mi? Öyleyse kadınsız bir Müslüman dünya mümkün mü? Kadın varsa varlığına alamet nedir? Biyolojik varlık ile bütünsel gerçek varlık bir kabul edilebilir mi?

İslam’ın insan haklarıyla da ilişkili olarak toplumsal yaşama getirdiği en mühim düzenlemelerden biri, kadın, genç ve azatlı kölelerin toplumsal yaşamın salt yaşayanları değil, yönlendirici unsurları olabilmeleridir. “Medenî” yani Medine’ye göre şekillenmiş bir Müslüman toplumda ne erkek ne kadın, kadının yönlendirici unsurlar arasında yer almasından gocunur.

İslam’la kültürü sentezlemiş bir Müslüman toplumda ise durum böyle değildir. Kültür, bir yenilikle karşılaştığında önce onunla çatışır, ardından uzlaşır ve nihayetinde onu dönüştürüp onunla sentezlenir. İslam’la kültür arasındaki ilişki de bu şekilde gerçekleşmiştir.

“Medenî” yeniliklerin/hakların; kültür ve insanlığı arzularınca dönüştürmek istedikçe ona sığınan köksüz ilerici yapılar karşısında ayakta kalmasının esas koşulu, yeniliğin taraflarının bir an için bile gaflete düşmeden onu korumalarıdır.

Müslüman kadın, oldukça erken dönemde İslam’ın kendisine verdiği hakları koruyamaz durumu sürüklenmiştir. Kültürle sentezlenmiş bir İslam içinde pek dindar görünenler, kadına biyolojik olarak yaşam hakkı veriyorlar diye neredeyse ona minnet etmişlerdir. Kadının sosyal yaşama yön vermesi bir yana sosyal yaşam içindeki yeri iyice daraltılmış, kadın bütün hayatını minimum bir alanda geçirmek durumunda kalmıştır. Orada dahi bütün olumsuzluklardan sorumlu tutulmuştur. Müslüman kadın, Asr-ı Saadet’in aksine zaman içinde sosyalliğini kaybetmiş ve Müslüman kadın, sosyal alanın dışına itilince İslam, sosyal alanda kadınsız kalmıştır.

Bir insan unsurunu insanın tabiatına aykırı olarak baskı altına aldığınızda ya işlevlerini yerine getiremeyeceği kadar siner ya da isyan eder. Nitekim geleneksel toplumsal yapıda sinen Müslüman kadın, modern dünyada isyan etme noktasına gelmiştir.

Bu hâl içinde Müslümanlar bugün, kadınsız bir İslam’dan İslamsız bir kadın çağına geçiş tehdidi ile yüz yüze kalmışlardır. Bugün bu tehditten korunmanın yegâne yolu Asr-ı Saadet'i ihya etmektir.

Kültürel dindarlık derinleştikçe görünürde Asr-ı Saadet’le yakınlaşırken özde ondan uzaklaşmıştır. Çözüm, kültürel dindarlıktan “Medenî” İslam’a yönelmektir.

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *